Kablosuz haberleşme sistemleri, açık ve kapalı alanlardaki görevler için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Özellikle güvenlik, inşaat, organizasyon ve doğa yürüyüşleri gibi farklı alanlarda aktif olarak kullanılan bu cihazların menzili, kullanıcıların en çok merak ettiği konuların başında gelir.
Kullanılan cihazın ne kadar uzaklıkta iletişim kurabileceği, teknik kapasitesinin yanı sıra çevresel koşullara da bağlıdır. Örneğin, 0.5 watt gücündeki PMR sistemler genellikle 1–2 km arası bir kapsama sunar. Ancak bu mesafe, ormanlık alan, binalar veya dağlık arazi gibi engelleyici faktörler devreye girdiğinde azalabilir.
Profesyonel modellerde ise bu durum oldukça farklıdır. 4–5 watt çıkış gücüne sahip cihazlar, açık arazide 10 kilometreye kadar bağlantı kurabilirken, uygun ekipman ve röle istasyonu desteğiyle bu mesafe 50 km’nin üzerine çıkabilir.
Yüksek mesafeli kapsama ihtiyacı duyan kurumlar, röle (tekrarlayıcı) sistemleri kurarak iletişim alanını genişletir. Bu sistemler, gelen sinyali güçlendirerek daha uzak noktalara ulaştırır. Özellikle belediyeler, fabrikalar ve kamp alanları gibi geniş alanlarda vazgeçilmezdir.
Yoğun yapılaşmanın olduğu şehirlerde, binalar arası iletişimde duvarlar ve diğer elektronik cihazlar sinyal kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden kapalı alanlarda menzil 300–500 metreye kadar düşebilir. Oysa açık alanlarda, görüş hattının açık olması durumunda aynı cihaz kilometrelerce uzaklığa ulaşabilir.
Cihazların çalıştığı frekans da menzili doğrudan etkiler. UHF bandı (Ultra High Frequency), kapalı mekanlarda daha verimli çalışırken, VHF (Very High Frequency) bandı açık alanlarda daha iyi performans gösterir. Bu nedenle seçim yapılırken kullanım ortamı mutlaka dikkate alınmalıdır.